Memlekete yeni bir film gelse de gitsek diyorum. Patlamış mısıra da gerek yok, sen yanımda ol yeter.
Uzun bir yürüyüşün ardından giderdik sinemaya, hem bilirsin ben dolmuşa binmeyi sevmem, taksi çevirmeyi de beceremem!
Taksi şoförleriyle aramda adını koyamadığım ama tamamen duygusal bir uzaklık söz konusu. Taksimetresini açamıyor yüreğim onlara.
Nostaljik olurdu yürüyüp yorulmak ve sinema da seninle aynı noktaya bakıp dinlenmek.
Belki yürüyüşümüz geciktirecek bizi filme, olsun; iki kişiye bir bilet yeter o zaman beklide. Yanlış anlama sakın, cimriliğimden ya da parasızlık değil meselem.
Ya da istersen sinemaya da gitmeyelim, sadece sinemaya gidermiş gibi yapıp yürüyelim.
Sanat dedikleri biraz da anlaşılmaz olmalı, arada anlaşılmaz cümleler bile kurarım sana
Şaşırdın mı? Şaşırma…
Sadece doğal ve yapmacıksız bir hayat yaşayalım diyorum o kadar. Biliyorsun para adamı bozar. Bizim objemiz ve elimizde ki en büyük sermaye “iki gönül”. O da bizde var fazlasıyla, sermayesi biz olan.
Bak görüyor musun bir saattir yürüyoruz ve hiç sıkılmadık! İşte sizin ev de göründü, gerçi yemeğe diye çıkıp ayaküstü nohut dürümü yedik! Ama yarın evlendiğimizde çocuklarımıza anlatacağımız “orijinal” bir hikâyemiz oldu işte!
Neyse görüşürüz, müsait olursan çaldır arada, mesaj atma. Nasılsın demek istersen bir kere kısa, çok özledim demek istersen uzun çaldır. Ben anlarım. Kontör yükler yüklemez sana “iyiyim” yazarım merak etme.
Hem uzun yazışmalar sevgiyi sıradanlaştırıyormuş, İsveçli bilim adamları yazmış, arkadaşım gazete de okumuş.
Böylesi daha iyi, ben mesaj yazmayınca sana anlatacak uzun kelimeler kuruyorum içimde, maliyeti yürek olan.
Dua ile
Ha unutmadan hiç bir teknolojik ve içerisinde maddiyet içeren selam çıplak bir dille verilen selamın yerini tutmaz!
Selamların en güzeliyle “Selamun Aleyküm sevdiğim”
18.05.2012